06 Mart 2007 - Bizler Yalnızca İnsanız

Bizler Yalnızca İnsanız: Zihinsel Yorgunluk

Çevirmen mahkemeye dava bilgileri, sözlükler, defterler, kalemler ve dava için gerekli olan diğer her şeyle donanmış bir biçimde gelir. Çevirmen görev için ne kadar hazırlıklı gelmiş olsa da, bütün bir duruşmayı hiçbir ek yardım almadan çevireceği gerçeği orada durmaktadır. Mahkemede dava ile ilgilenen görevliler ikinci bir çevirmenin olmayışını pek de dikkate almazlar çünkü tek bir çevirmenin bu davayı en az sorunla üstlenebileceğine inanırlar.

Bu senaryo size de tanıdık gelmiyor mu?

Etki Yaratma İhtiyacı

Çoğu çevirmen, itibar kazanmak amacıyla, birlikte çalıştığı insanları etkilemesi gerektiğine inanır. Terminolojisi çok karmaşık veya yetenek seviyesi çok yüksek işleri kabul eder ya da biraz dinlenmeye ihtiyaçları olduğunu açıkça bilmelerine rağmen çeviri yapmaya devam ederler. İşte, mesleğimizde birçok soruna yol açan şey, bu bitmek bilmez etki yaratma ihtiyacıdır.

Profesyonel çevirmenler olarak, dil endüstrisinde birer süper kahraman olmadığımızı anlayıp, bu gerçeği kabul etmemiz zorunludur. Bizler yalnızca beyinlerini bu yoğun zihinsel etkinlikten biraz olsun uzaklaştırmak için işlerin arasında dinlenmek için zaman yaratmaları gereken ölümlüleriz. Ben işe ilk başladığım zamanları hatırlıyorum da, o kadar yoruluyordum ki tek isteğim bir an önce eve gitmek ve sadece oturmak oluyordu. Hiç gürültü ve ses olmayan bir yerlere kaçmak istiyordum. Sessizlik istiyordum. Neden bu kadar yorgundum? Çünkü ben de kendini süper kahraman sanan ve hiç ara vermeden saatlerce çeviri yapabileceğine inananlardandım. Eh, bu ne de olsa tüm iyi çevirmelerin yaptığı şey, öyle değil mi? Çeviren: Merve Ilgın Kaynak: http://www.atanet.org/