Tercüme Sektörünün Geleceği

Tercüme Sektörünün Geleceği
Aslında bugün yaşadığımız herşey yarının habercisi. Bugün mütercim tercümanlık veya çeviribilim okuyan bir öğrenci daha okulun birinci sınıfında gelecek 5-10-20-50 senede neler olabileceğini düşünmeli ve 4 yıllık eğitimini bu düşünceler doğrultusunda geliştirmeli ve derinleştirmelidir.
Meyveler her zaman ağaç dallarında yemeğe hazır şekilde bekliyor olmayabilir. Bizim sektörümüzde de -krizin de büyük etkisiyle- meyveler kasalar içinde veya dallardan sarkık vaziyette olmayabilir bundan böyle. Meyve yemek isteyenler kendi fidanlarını kendileri dikip kendi ağaçlarına kendileri bakacaklar. Ama sonrasında o ağacın meyvesini yine kendileri yiyecekler. Bu tarihten sonra mevcut dikili meyve ağaçlarının sektördeki tüm bürolara yeteceğini düşünmek akıllıca olmaz! CLIENT-FEEDING veya FUTURE-FEEDING diye bir kavram üretip bu kavram üzerinde düşünmeliyiz! Geleceğimizi biz planlamalı ve şekillendirmeli, rüzgara kapılanlardan olmamalıyız.
Bunları yazıyorum çünkü yeni mezunların kendilerini hemencecik meyve bahçesinde bulmayacak olduklarını bilmeleri gerektiğini düşünüyorum. GELECEKTE NELER OLACAK? sorusunu daha okulun birinci sınıfında kendilerine sormaları gerekir. Aynı soruyu tüm büroların da sormaları, planlarını buna göre yapmaları ve gidişata göre bu planlarını her sene revize etmeleri gerekir.
SEKTÖR NASIL GENİŞLER? ÇEVİRİ İHTİYACI NASIL ARTIRILIR?
Sorulması gereken sorular bunlardır. Neden krizde müşteri sayısı azalıyor diye sormanın anlamı yok!
Türkiye'de aylık yazılı çeviri hacminin ortalama 2.000.000 sayfa olduğu varsayımından hareket edersek, bu rakamı nasıl artırabileceğimizi düşünmemiz gerekir, zira kriz dönemlerinde bu rakamın %50 civarında düşmesi muhtemeldir.
Değişen ve gelişen dünyada nelerin değiştiğini ve geliştiğini düşünerek başlamak ve sonrasında ortalama 20 yıl içinde nelerin değişeceğine odaklanmak yerinde olacaktır.
BİR ÖRNEK:
Ayda ortalama 1000 sayfa çeviri hacmi olan bir büro bu hacmi nasıl artırabilir?
Böyle bir büronun 50-100 civarında sabit müşterisinin olduğunu düşünebiliriz. Bu müşterilerin her birinin sürekli çeviri ihtiyaçlarının olduğunu akıldan çıkarmamalıdır. Ancak bu ihtiyaçlar genelde PASİF durumdadır. Bunların AKTİF hale getirilmesi bizim de görevimizdir. Bir çeviri bürosunun 20 çalışanı olan bir KOBİ müşterisi olduğunu düşenelim. Çeviri bürosu bu KOBİ'nin ihracatına katkıda bulunmak için çözümler üretebilir, firmaya basılı ve basılı olmayan materyallerinin çevrilmesi gerektiğini hatırlatabilir, onlar adına tüm dünyada tanıtım çabasına girebilir ve tüm bunları yaparken farklı dillerin tercümanlarından faydalanabilir.
Kısaca BEYİN FIRTINASI yapmanın tam zamanıdır!